5 Mart 2012 Pazartesi

Yeni yaş vs...

Her yeni doğum günümün aslında bitirdiğim koca bir senenin nişânesi olduğunu farkettiğim 14-15 yaşımdan itibaren, bu özel günü çok da heyecanla beklememeye başladım. Biraz mükemmeliyetçi de olmam hasebiyle, yaptıklarımın bana hiçbir zaman yeterli gelmemesi, bir yılı daha harcamış olmak fikri, çoğu insanın yaşadığı o çoşkuyu hissetmeme fırsat vermiyordu. Hele son yıllarda zamanın çok hızlı geçmesi beni daha fazla düşündürmeye başladı. Seneler çok hızlı geçiyordu, küçükken kendime koyduğum hedefleri gerçekleştiremeden bakıyorum yeni bir yaş daha… Benden büyüklerse zaman ilerledikçe daha da hızlı geçeceğini söylüyorlar. Daha fena…


Ama sonra durup geriye baktığımda gözden kaçırdığım çok önemli birşeyin farkına vardım. Evet belki bu seneler benim planldığım gibi dolmamıştı. Fakat bana, planlayarak elde edemeyeceğim değerler katmıştı. 8 sene önce başlayan (ama sanki 20 sendir berabermişiz gibi hissettiren) dostluklar… Son senelerde tanıştığım, beni, ‘kardeşlerim’ olduklarını söyleyerek tahmin edemeyecekleri kadar mutlu etmiş “Çizenler  :) “… Okuyunca niye daha önce bitirmedim ben bu kitapları dedirten kitaplar ve onlardan öğrendiklerim... Yaşarken gözüme çarpmayan ama sonradan baktığımda çok şey ifade eden tecrübelerim... Daha sayamadığım pek çok şey…

Her şey istediğim gibi gitmese de, istediğim gibi gitmiş olsaydı sahip olacak olduklarımdan çok daha fazlasına sahip olduğumun farkındayım.

Ve teşekkür etmek istiyorum: Önce anneme, beni böyle yetiştirdiği için. Bana, benim tıynetime uymayan bir kişilik yüklemeye çalışmadığı için. Çok küçük yaşlardan itibaren benimle ciddi konuları konuşup, ciddi konulardan haberdar olmamı sağladığı, beni düşünebilen, fikir yürütebilen bir birey olarak yetiştirdiği için. Hatalarımı, kusurlarımı hep affettiği için. Ve burada bahsedemediğim milyonlarcası için…

Babama, (etrafın laflarına,takdirlerine, tenkitlerine, dolduruşlarına gelmeden) her zaman beni doğru çizgiye çektiği ve hiç bir zaman açıkça söylemese de hep desteklediği için…

Dedeme ve annaneme, her zaman arkamda oldukları için, sağladıkları o güvenli liman için…

Dayıma, bütün ciddi kararlarımda bana yol gösteriği için... Kardeşciğime :) , beni profesyonelce kızdırıp arada sinirlerimin atmasına ve böylece psikolojik olarak huzura ermeme (!) yardımcı olduğu için, ama aslında coşkusuyla hayatımıza ışık olduğu için… Nunama, teyze sözüyle tanımlanamayacak kadar yakın ve can olduğu için, hayatıma kattığı gülümsemeler, kahkahalar için, içli kuzenciğime (kardeşceğizimle benzer sebepten :) )

Yukarıda da yazdığımı can arkadaşım ve kardeşlerime …


(Ya teşekkür yazayım dedim, yaz yaz bitmiyor ne çok güç aldığım insan varmış. Aklıma geçen sene babamla aramızda geçen dialog geldi:

sungin – Baba unuttun ama bu gün benim yaş günüm...

babası – Benim gibi bir baban olduğu için ne kadar şanslısın biliyor musun?

sungin – ? (iç ses: Ne mütevâzi (!) ve alâkasız bir cevap bu babacım)

Ama şimdi bu teşekkürleri yazarken düşündüm de gâyet doğru ve yerinde bir cevapmış herhalde tek eksiği genelleştirilmemiş olması )


Pek hakettiğimi düşünmediğim güzelliği yazarından kaynaklanan bir tebrik: http://ela-perspektif.blogspot.com/2012/03/03032012.html

5 yorum:

  1. Sevgili Sungin;
    İyiki doğmuş iyiki benim manevi ablam olmuşsun. Unutmadan seni çoook seviyorum. :))

    YanıtlaSil
  2. Canım sungin,
    Yazını okurken kah gülümsedim kah duygulandım. Yazının başındaki tespite ben de katlıyorum. Yaşlar ilerledikçe çocukluktaki coşku azalıyor doğum günleri için ama yine de renkli anlar yaşamamıza vesile olan günler.
    Her şeyin çok güzeline layık dostuma, tekrardan nice güzel yıllar dilerim, tabi birlikte :)

    YanıtlaSil
  3. tebrikler,canım ya,çok duygulandım,bu kabiliyetini değerlendirmelisin(BENCE),gülme ciddiyim. maaşallah.seni çook seviyorum,dilerim her yılın bir öncekinden çok daha mutlu verimli geçer. NUNA

    YanıtlaSil
  4. İşte sırf o düşüncelerden dolayı bazen keşke dünyada olmayan bir doğum günü kutlama şekli olsaydı da o şekilde kutlasaydık diyorum. Yine de doğum günü kutlamaları adettendir, nasılsın demek gibi, iyiyim demek gibi. Söylenmesi gerekenler söylenmezse bir boşluk kaplıyor bünyeyi. O anı nasıl dolduracağını bilememenin huzursuzluğunu yaşıyorsun. O yüzden bazen insani düzenlemeler iyidir, yerindedir; nasılsın demek, doğum günü kutlamak candır :) Peki bu yazının altına bu yorum yazılır mı? Belki hayır. Belki de evet. Zanlar değil de vehimler paylaşılabiliniyorsa, işte bu dost olmanın kıstaslarından biridir bence.

    YanıtlaSil
  5. bu nasıl bir anlatım!okumaya doyamıyor insan ,bu yazı gibi her sabah bir yazı okumak çok iyi olurdu diye düşünüyorum.insanın yüreğini gülümsetiyo,düşündürüyo,kalbinin ince teline (çaktırmadan) dokunuyo, keyften sekizim şu anda.tek kelimeyle MUHTEŞEM....başarılarının devamı dileklerimle...

    YanıtlaSil