“… are not aspiring to become an imperial power again but history and geography are chasing … ” Financial Times’da Daniel Dombey ‘in “Turkish diplomacy: An attentive neighbour” makalesinde Türkiye için kullandığı bir cümle…
Emperyal güç - imparatorluk diyince batılıların kafasında tam olarak bizim hayalmizde oluşan güzel tablo oluşmuyor. Onlar bunu daha çok sömürgeci anlayışla bağdaştırıyorlar. Dolayısıyla Türkiyeyi son yıllarda "İmparatorluğa geri dönmeye çalışıyorsunuz" diyerek eleştiriyorlardı. ( Hatta El Cezire English'de yayınlanan bir röportajda Davutoğluna aynı soruyu sormuştu da gazeteci. Davutoğlu "Bunun neresı yanlış" vb. şeyler söyleyerek anladıkları imparatorluğun sömürgecilik olmadığını anlatmaya çalışmıştı). Bu yazıda ise diyor ki onlar olmak istemese bile sahip oldukları coğrafya ve tarih onları emperyal bir güç olmaya itiyor - ve yazının devamına da bakınca bahsedilen emperyal gücün hep ifade ettikleri sömürgeci tarzda olmadığı anlaşılıyor-... Biz istemesek de dünyanın bizi emperyal güç olarak görmesi hoşuma gittiği için burada paylaştım :) Tabi bunda son dönemlerdeki dış işleri bakanlığımızın başarısı tartışılamaz...
"Ben de diyorum ki, benim vatanımın sınırları Kars'tan başlayıp Edirne'de bitmez. Azerimin hürriyet, hürriyet diye haykırdığı kıyılardan başlar, Viyana'da biter."
Tabii ki imparatorluk gücüne talibiz. İstemediğimizi kim çıkardı?
Senin yazdığın zaten bizce mâlum olan bir gerçek (Hatta bence; benim aklımı, kalbimi meşgul eden doğu sınırı Doğu Türkistandan - Çin seddinden başlar). Bu durum Batılı güçlerinde mâlumuydu ancak asla ne kendi halklarına ne de bizlere bunu çaktırmamak için uğraşıyorlardı on yıllardır. Fakat artık kendileri de itiraf etmeye başladılar bu gizledikleri gerçeği :) Benim de hoşuma giden bunu daha çok gizleyememeleri...
Değindiğin konu her zaman ki gibi güzel. ama ben başka birşeye değinmek istiyorum; bilmiyorum farkettin mi ama yorumların blog yazından daha uzun olmuş. Bunu herkes başaramaz cidden, süpersin :)
Ya evet :( Ben de yukarıdaki son yorumumu yazarken benim blog blogluktan çıktı, farklı mecrâlara kayıyor diye düşünüyordum. İşin kötüsü yeni olduğum için usül, erkân da bilmiyorum efendim... :)
ben yazının bu kısmına bakarak emparyalizm=sömürgecilik olarak düşünmüştüm tam bir batılı zihniyetiyle(!) neyse efendim sayenizde dış politika hakkında bilgi sahibi oluyoruz ulusal basında çıkan bu tür haberleri sizin yorumlarınızla birlikte okumak bize keyif verir...
"Not aspiring? Oh, come on!" demek geçti içimden.
YanıtlaSil:( doğru anlayıp yorumlayabildiysem çok aşağılayıcı bir ifade :(
YanıtlaSilDear Sungin,
YanıtlaSilI want to listen your opinion about this writing.
Is it possible?
Emperyal güç - imparatorluk diyince batılıların kafasında tam olarak bizim hayalmizde oluşan güzel tablo oluşmuyor. Onlar bunu daha çok sömürgeci anlayışla bağdaştırıyorlar. Dolayısıyla Türkiyeyi son yıllarda "İmparatorluğa geri dönmeye çalışıyorsunuz" diyerek eleştiriyorlardı. ( Hatta El Cezire English'de yayınlanan bir röportajda Davutoğluna aynı soruyu sormuştu da gazeteci. Davutoğlu "Bunun neresı yanlış" vb. şeyler söyleyerek anladıkları imparatorluğun sömürgecilik olmadığını anlatmaya çalışmıştı). Bu yazıda ise diyor ki onlar olmak istemese bile sahip oldukları coğrafya ve tarih onları emperyal bir güç olmaya itiyor - ve yazının devamına da bakınca bahsedilen emperyal gücün hep ifade ettikleri sömürgeci tarzda olmadığı anlaşılıyor-...
YanıtlaSilBiz istemesek de dünyanın bizi emperyal güç olarak görmesi hoşuma gittiği için burada paylaştım :) Tabi bunda son dönemlerdeki dış işleri bakanlığımızın başarısı tartışılamaz...
"Ben de diyorum ki, benim vatanımın sınırları Kars'tan başlayıp Edirne'de bitmez. Azerimin hürriyet, hürriyet diye haykırdığı kıyılardan başlar, Viyana'da biter."
YanıtlaSilTabii ki imparatorluk gücüne talibiz. İstemediğimizi kim çıkardı?
Senin yazdığın zaten bizce mâlum olan bir gerçek (Hatta bence; benim aklımı, kalbimi meşgul eden doğu sınırı Doğu Türkistandan - Çin seddinden başlar). Bu durum Batılı güçlerinde mâlumuydu ancak asla ne kendi halklarına ne de bizlere bunu çaktırmamak için uğraşıyorlardı on yıllardır. Fakat artık kendileri de itiraf etmeye başladılar bu gizledikleri gerçeği :) Benim de hoşuma giden bunu daha çok gizleyememeleri...
SilDeğindiğin konu her zaman ki gibi güzel. ama ben başka birşeye değinmek istiyorum; bilmiyorum farkettin mi ama yorumların blog yazından daha uzun olmuş. Bunu herkes başaramaz cidden, süpersin :)
YanıtlaSilYa evet :( Ben de yukarıdaki son yorumumu yazarken benim blog blogluktan çıktı, farklı mecrâlara kayıyor diye düşünüyordum. İşin kötüsü yeni olduğum için usül, erkân da bilmiyorum efendim... :)
SilYok estagfirullah, öyle demek istemedim. sonuçta bu senin tarzın saygı duyarım ben:) Hem biz seni böyle kabullendik :)
Silben yazının bu kısmına bakarak emparyalizm=sömürgecilik olarak düşünmüştüm tam bir batılı zihniyetiyle(!) neyse efendim sayenizde dış politika hakkında bilgi sahibi oluyoruz ulusal basında çıkan bu tür haberleri sizin yorumlarınızla birlikte okumak bize keyif verir...
YanıtlaSilbence halkı:) bilinçlendirmek adına çok güzel bir yorum olmuş eline sağlık,beynine sağlık.
YanıtlaSil